Ne kadar cesaretli, o kadar güzel…

Pazartesi gecesi Türkiye’de futbolu takım olarak oynamaya çalışan iki takımı izledik.

Kora kor…

Dişe diş…

Bursaspor adına birçok unsuru görebildik keyif almak adına;

Kazanma hırsını,

Mücadeleyi,

Futbol oynama arzusunu,

Seyirciyi,

Pozitif hamleleri…

Bazen futbol adına her şeyi yapsanız da

Kazanmak için yetmeyebiliyor…

Top direğe çarpar,

Defans oyuncusu 2 defa çizgiden çıkartır,

İstemsiz olarak rakibin sırtına çarpar,

Ayaklarına çarpar,

Ama bir türlü arzuladığın sonuca ulaşamazsın…

Rakibin ise doğru dürüst pozisyona giremeden

Orta yapmak isterken, golü atar…

“Futbol topunun canı vardır” dedikleri böyle bir şey olsa gerek…

Ama büyük bir çoğunluk keyif aldı,

Heyecanlandı,

Zaman zaman endişe ile de izledi…

Lakin tüm Türkiye’de ortak fikir;

Bursaspor’un takım gibi takım olduğu,

Sahaya futbol adına büyük değerler koyduğu yönündeydi…

Gelecek adına da bence en büyük artı da bu…

Pazartesi gecesinin olumsuz yönleri yok muydu?

Elbette;

Rakip her ne kadar, Bursaspor ile birlikte, Türkiye’de şu anda en formda takım olsa da,

Skor ve taktik anlayışı buna biraz zorlasa da

Yine de rakibe bu kadar geniş alan ve top verilmemeliydi,

Belki sol ön çok etkisiz kalan Bakambu biraz daha erken oyundan alınabilirdi,

Zira son 15 dakika gördük ki;

Ne kadar cesaretli, o kadar güzel futbol ortaya çıkıyor…

Bu arada küçük bir not olarak;

Mehmet Topal’ın o sakatlık pozisyonu sonrasında “Ohh! Ohh!” şeklinde tezahürat Bursaspor taraftarına yakışmadı…

Sonuçta;

Ortaya çıkan üründen herkes memnun

Çünkü herkes biliyor ki;

Kötü oynayarak 1-2 maç kazanırsın ama iyi oynayarak en fazla 1-2 maç kaybedersin…

Bu yapılanma modelinin,

Bu futbol anlayışımızın

Sürekli devam etmesi çok önemli… Sinan Çavun Hürriyet Bursa  

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu